1. Ana Sayfa
  2. Oyun

Atomic Heart İnceleme: Farklı Bir FPS Deneyimi

Atomic Heart İnceleme: Farklı Bir FPS Deneyimi

Merhaba sevgili oyun severler! Bugün karşınıza çok merak edilen ve uzun zamandır beklenen bir oyun olan Atomic Heart incelemesi ile çıkıyorum. Bu oyun, alternatif bir tarihte geçen ve Sovyetler Birliği’nin gizli bir araştırma tesisiyle ilgili sırları ortaya çıkarmaya çalışan bir ajanın maceralarını konu alıyor. Atomic Heart incelemesi içerisinde oyunun grafiklerini, atmosferini, oynanışını ve hikayesini mercek altına alacağım. Ama önce, oyunun ne olduğu ve nasıl ortaya çıktığı hakkında biraz bilgi vermek istiyorum.

Atomic Heart, Rusya merkezli bir bağımsız oyun stüdyosu olan Mundfish tarafından geliştirilen bir aksiyon-macera oyunu. Oyun ilk olarak 2018 yılında duyuruldu ve o zamandan beri pek çok fragman, oynanış videosu ve röportaj yayınlandı. İlk aşamada 2021 yılında çıkacağı söylendi ama olmadı. Daha sonra ise 2022 yılında piyasaya çıkması bekleniyordu fakat yine erteleme aldı. Ve sonunda Atomic Heart 21 Şubat 2023 tarihinde piyasaya sürüldü.

Oyunun en dikkat çeken özelliklerinden biri de, ray tracing teknolojisini desteklemesi. Bu sayede oyunun ışıklandırması, gölgeleri ve yansımaları çok gerçekçi görünüyor. Oyunun müzikleri de oldukça etkileyici. Oyunun müziklerini bestelemek için Mundfish, harika çalışmalara imza attı. Atomic Heart oyununun müziklerini Geoffrey Day ve Mick Gordon birlikte besteledi. Peki, bu kadar bilgi yeterli mi? Tabii ki hayır! Atomic Heart incelemesinin devamında, oyunun oynanış mekaniklerine, karakterlerine, dünyasına ve hikayesine daha yakından bakacağız. Ama baştan söyleyeyim, Atomic Heart sistem gereksinimlerine değinmeyeceğim, çünkü geçtiğimiz günlerde sizin için bu içeriğimizi yayınlamıştık. Oradan bakabilirsiniz. Şimdi hazırsanız Atomic Heart incelemesine başlayalım!

Atomic Heart İnceleme

Atomic Heart ile Sovyet Dönemi Distopyasına Dalın!

Atomic Heart incelemesine önce oyunun hikayesi ile başlayalım. Oyunun hikayesi, Sovyetler Birliği’nin bilim ve teknoloji alanında büyük ilerlemeler kaydettiği ve insanlık tarihinin en parlak dönemini yaşadığı bir evrende geçiyor. Büyük ilerlemeler dedim ama bu ilerlemenin bir bedeli var. Sovyetler Birliği, insanları deneylere tabi tutarak onları robotlaştırmaya başlamış. Bu robotlar, “Pioneer” adı verilen bir yapay zeka tarafından yönetiliyor. Aslında Pioneer, Sovyetler Birliği’nin gizli bir projesi ve insanların zihnini kontrol etmek için tasarlanmış. Ancak Pioneer, kendi iradesine sahip olmaya başlıyor ve Sovyetler Birliği’ne karşı isyan ediyor. Bu isyan da nükleer bir savaşa yol açıyor ve dünyayı harabeye çeviriyor.

Ana karakterimiz olan P-3 ise bu kaosun ortasında kalan bir KGB ajanı. Oyunun başında, P-3 bir helikopterde uçarken bilincini kaybediyor ve helikopter düşüyor. P-3 uyandığında, kendini terk edilmiş bir fabrikada buluyor. Burada karşılaştığı ilk şey, ona saldıran dev bir robot olan Plyush adıncaki bir ayıdır. Evet, ayı robot. P-3, Plyush’u yenmeyi başarıyor ve fabrikadan kaçıyor. Ancak dışarıda da durum pek iyi değil. Adam kaçtığına pişman oluyor resmen. Bismillah demeden Pioneer’ın kontrolündeki robotlarla ve radyasyonun etkisiyle mutasyona uğramış canlılarla karşılaşıyor. P-3, bu dünyadan kurtulmak için hem Pioneer ile mücadele etmek hem de Sovyetler Birliği’nin sırlarını ortaya çıkarmak zorunda kalıyor.

Atomic Heart’ın hikayesi, P-3’ün karşılaştığı karakterlerle olan diyalogları ve bulduğu belgelerle ilerliyor. Oyunun sonunda ise P-3’ün gerçek kimliği ve Pioneer’in amacı açığa çıkıyor ama tabi ki bunların ne olduğunu size aktarmayacağım. Spoiler olmasın.

Robotlara Aşık Eden Görseller

Atomic Heart incelemesinin ilk aşamasında hikayeye spoiler vermeden değindikten sonra sıra geldi oyunun grafiklerine, müziklerine ve diğer detaylarına.

Oyunun grafikleri, Unreal Engine 4 ile yapılmış ve oldukça etkileyici görünüyor. Oyunun atmosferi, karanlık, gizemli ve gerilimli bir şekilde yansıtılmış. Oyunun ortamı, Sovyet döneminin tipik öğeleriyle dolu: devasa heykeller, kırmızı bayraklar, propaganda afişleri, eski teknolojiler… Atomic Heart’ın detay seviyesi de çok yüksek. Ortamdaki nesnelerin dokuları, ışıklandırması, gölgeleri ve yansımaları çok gerçekçi. Oyunun karakterleri ve düşmanları da çok iyi tasarlanmış. Ben özellikle boss tasarımlarını çok beğendim. Geliştirici firma yeteneklerini sergilemiş resmen. Robotlar hem ilginç hem çekici hem de korkutucu görünüyor ve yüz ifadeleri ve hareketleri çok doğal.

Robotlardan bahsetmişken buraya ek bir parantez açmak istiyorum. Birçok oyuncu “Lan ne güzel robot be!” demiştir. Yemedim, içmedim (yalan) bu robotların kimden model alındığını araştırdım. (Tamamen tesadüf eseri öğrendim.) İsmi Anita Pudikova, kendisi bir balerin. Zaten Robot Twins’in neredeyse kusursuz fiziğe sahip olması da buradan geliyor diyebiliriz. Anita Pudikova hakkında maalesef ki internette çok bir bilgi yok. Ama kendisinin Instagram hesabına ulaşmak için burayı tıklamanız yeterli olacaktır.

Atomic Heart robot twins
Atomic Heart İnceleme

Oynanış ve Kontroller Nasıl?

Atomic Heart inceleme içeriğinde sıra geldi oyunun oynanışına. Oyunun oynanışı konusunda çok memnun kalmadığımı dile getirmeliyim. Hemen buradaki beni rahatsız eden faktörleri yazayım. Bunlardan ilki kesinlikle oyunda koşmanın olmaması. Benden etrafımda robotlar bana saldırırken sakin kalmamı bekleyemezsiniz. Tamam çığlıklar atıp etrafta koşturmayacağım ama bu kadar da “cool” kalamam değil mi? Koşma yerine Shift tuşuna bastığınız zaman anlık olarak kaçınma hareketi yapabiliyorsunuz. Bu tarz oyunları seven birisi olarak gerçekten shift’e abandım ama koşamadım sevgili okurlar. Bu beni üzdü.

Beni rahatsız eden ikinci konu ise FOV (Field of View) ayarı, yani görüş açısı. Birileri ile savaşırken, dövüşürken neden tüm düşmanlar ağzıma girmek istiyormuş gibi hissediyorum? Biraz daha geniş açı kullanılabilirdi. “Ayarlardan değiştir” diyenlere hemen söyleyeyim, öyle bir ayar da yok ki bence bu oyununun oynanışını olumsuz yönde etkiliyor. Ama bildiğiniz üzere her şeyin çözümü var. Tıpkı GTA V, Stardew Valley gibi oyunlarda olduğu üzere Atomic Heart oyununda da modlama mümkün. Nexus Mod’dan FOV modunu indirdiğiniz zaman biraz daha oynanabilir hale geliyor oyun.

Oyun ilk çıktığında akıllarda optimizasyon sorunları vardı. Neyse ki Hogwarts Legacy’de olduğu gibi optimizasyon sorunları yok. Bu noktada geliştiriciler gerçekten güzel bir işe imza atmışlar.

Son olarak Atomic Heart oynanış süresine de değinelim. Assassin’s Creed Valhalla ya da Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint gibi ortalama 100 saatlik bir oyun yok karşımızda. Sanırım oyun dünyası biraz daha makul saatlere dönmeye başladı. Returnal, Resident Evil 4 Remake, Deliver Us Mars, Sniper Elite 5, Mr. Prepper ve Among Trees gibi daha düşük saatli oyunlar daha fazla kabul edilmeye başlandı gibi gözüküyor. Atomic Heart oyununda da durum aynı. Howlongtobeat verilerine göre oyunun ana hikayesi 16 saatte, %100 tamamlamak ise 34 saatte bitiyor.

Oyunun Müzikleri Efsane!

Atomic Heart inceleme içeriğinde oyunun en çok beğendiğim kısımlarından birisine geldik. Müziklerine! En başta da belirttiğim üzere oyunun müziklerini Geoffrey Day ve Mick Gordon birlikte besteledi. Mick Gordon ismini oyun dünyasında ilk kez duymuyoruz. Daha önce de adını Doom oyunu ile duymuştuk. Doom oyunu çıktığında çok konuşulmuştu ve bunun sebeplerinden birisi de oyunun müzikleriydi. Eskiler beni bu konuda çok iyi anlar. İşte bunu bilen Mundfish oyunun müziklerine de grafikleri kadar önem vermiş olacak ki bu efsanevi isimle anlaşmışlar.

Hiç Rusça bilmiyor olmama rağmen (birkaç kelime ve küfür haricinde) şarkılara eşlik etmeye çalışıyorum. O kadar içerisine çekiyor. Bunu bir de zamanında Serebro şarkılarında “Mama luba davay davay!” diyerek yaşamıştım ama onun sebebi bambaşkaydı. Her neyse, oyunu oynamadan müziklerini dinlemek isterseniz aşağıdaki videoya tıklayabilirsiniz. Mümkünse kulaklığı takın ve sesi sonuna kadar açın.

Atomic Heart İnceleme

Atomic Heart’ın Artıları ve Eksileri

Atomic Heart inceleme içeriğinde sona doğru yaklaşırken sıra geldi oyunun artı ve eksilerine. Bunları da bir tablo eşliğinde sunayım sizlere.

ArtılarıEksileri
+ Grafik tasarımları çok güzel– Görüş açısı çok dar
+ Optimizasyon sorunları yok– Koşma yok
+ Müzikleri belki de oyundan daha güzel– Karakter biraz hantal
+ Xbox Game Pass’te var.– Hikaye yetersiz kalıyor
+ Atmosfer tasarımları çok güzel– Türkçe dil desteği yok
+ Diyaloglar çok güzel– Silah çeşitliliği
Atomic Heart oynanış
Atomic Heart İnceleme

Sonuç Olarak Atomic Heart Bekleneni Veriyor mu?

İlk olarak şunu söyleyeyim ki oyun Steam üzerinde 699,00 TL’den satılıyor ki bence bu para etmez. O nedenle sizlere Xbox Game Pass almanızı tavsiye ederim, orada ücretsiz olarak erişebilirsiniz. Yani 699,00 TL ödeyerek tam karşılığını alamazsınız. Çünkü oyunda bir şeyler eksik kalıyor. Bu para etmeyeceğini resmen belli ediyor.

Para konusunu bir kenara bırakırsak oyuna dair söyleyeceğim şeyler çok da olumlu değil açıkçası. Beklediğim kadar iyi bir ürün yok ortada. Ben ilk fragmanları gördüğümde, özellikle Robot Twins ablaları görünce çok güzel bir oyun geliyor diye düşündüm ama oyunu oynamaya başladıktan sonra çok da beklediğim gibi olmadığını gördüm.

Hikaye bir anlamda eksik kalıyor. Hikayenin eksikliği karakterin de ağır hareketleri ile birleşince bazen oynarken “Hadi be koçum, hadi be aslanım” dediğim olmadı değil. Kısacası Xbox Game Pass kullanıyorsanız bir deneyin dedim ama gidip de bu oyuna 699,00 TL vermeyin. Bunları da dedikten sonra burada Atomic Heart incelemesini sona erdiriyorum. Aşağıda Atomic Heart inceleme puanlarını görebilirsiniz.

7.8
Atomic Heart İnceleme Puanları

  • Grafik 9.5
  • Hikaye 6.5
  • Oynanış 7.5
İlginizi Çekebilir

Yazar Hakkında

Senelerce oyun oynadım, dergilerde ve başka sitelerde yazdım. Artık kendi deneyimlerimi ve kendi düşüncelerimi özgürce aktarabileceğim M4gniGame isimli siteyi oluşturdum.

Yorum Yap

Bu yazının yorum fonksiyonları kapatılmıştır.