Hayatta kalma oyunları son yıllarda büyük revaçta. Malum biz de gerçek hayatta bir hayatta kalma simülasyonu içerisinde yaşıyor gibiyiz. Dolayısıyla oyunlarda bu bizi çok zorlamıyor. Şaka bir yana global anlamda son dönemde birçok hayatta kalma oyununun piyasaya çıktığını görüyoruz. Hold Your Own oyunu da bunlardan birisi. Henüz erken erişimde bu oyun. Aslında 2017 yılının sonunda Steam’e giriş yapmış fakat Stranded Deep gibi erken erişimden çıkamamış Hold Your Own. Yine de incelemeye değer.
İçindekiler
Peki Hold Your Own oyunu rakiplerine kıyasla nasıl bir oyun? Artıları ve eksileri neler? Bu oyuna para verilir mi verilmez mi? İşte tüm bu soruların cevaplarını bu içeriğimizde vereceğiz. İlerleyen günlerde oyunun geliştiricisi olan Chet ile yapmış olduğumuz röportajı da sizlerle paylaşacağız. Ve Hold Your Own incelemesine geçmeden önce güzel bir haber verelim sizlere. MagniGame olarak bu oyunu okurlarımıza hediye edeceğiz. Bunun için detayları Instagram hesabımızda bulabilirsiniz. Şimdi bu güzel haberden sonra Hold Your Own hakkındaki düşüncelerimizi sizlerle paylaşacağımız inceleme içeriğimize geçelim.
Yeni Hayatımıza Merhaba!
Malum hayatta kalma oyunları söz konusu olunca kendimizi bazı adaların içerisinde buluyoruz. Çeşitli tehlikelerin bizi bekleyeceğini biliyoruz elbette. Fakat neler olabileceğini bilmiyoruz. Bazen vahşi hayvanlar, bazen ada yerlileri, bazen de bizim gibi hayatta kalmaya çalışan diğer kişiler. Açıkçası her şey bizim için bir tehdit unsuru oluşturabiliyor. Ama Hold Your Own oyununda durum biraz farklı. Çünkü oyunun geliştiricileri “Salın hepsini!” dercesine ne var ne yok oyunun içine bize karşı olarak koymuşlar.
Oyunda harita 8 farklı adadan oluşuyor. Bu adalardan bir tanesinde yeni hayatımıza merhaba diyoruz. İlk olarak şöyle spawn olduğumuz yerden çok uzaklaşmadan biraz keşif yapmak iyi olur diye düşünüyoruz ve başlıyoruz etrafta dolanmaya. Bu arada Allah razı olsun, az mermisi olan bir tabanca ve The Forest oyunundan tanıdığımız balta ile çıkıyoruz yola. Hani başımıza bir şey gelecek olursa kendimizi savunalım diye.
Hani 8 farklı ada var dedik ya, ada deyince Stranded Deep gibi medeniyetten uzak yerler gelmesin aklınıza. Çünkü bu adada bildiğiniz evler, oteller, benzin istasyonları, marketler falan var. Ama tamamen terk edilmiş gibi gözüküyor. Yine de bunlara güven olmaz diye düşününerek dikkatli bir şekilde keşfe çıkıyoruz.
Yeğenim Loot Çok Önemli Loot!
Hayatta kalma oyunu olur da loot olmaz mı? E hazır terk edilmiş medeniyet de var. Daha ne olsun. Keşfe çıktığımızda ilk yaptığımız şey etraftaki evlerin, binaların içine girip işimize yarayan yaramayan ne varsa almak. Elmadan mermiye, oktan bitkiye, mekanik parçalardan çaya kadar her şey var. Hold Your Own oyununda loot yaparken kendinizden geçebilirsiniz. Ama sizin de tahmin ettiğiniz bir şey var burada. Envanterin kapasitesi! Kardeşim öyle her şeyi almakla olmaz. Azar azar al, yine gelirsin dercesine oyun bizi envanterimiz dolduktan sonra olay yerinden uzaklaştırıyor.
E bu kadar şey topladık, neremize sokacağız? Kendimize bir base inşa edip içerisine de sandıkları koyduk mu görev tamamdır. Ama hani bir şeyler craft edersek de fena olmaz. Hem yeni malzemelere sahip oluruz hem de kendimize alan açarız. Bu arada base inşa edeceğiz diyoruz ama diğer oyunlardaki gibi hemen inşa edemiyoruz. sanki mobil oyun gibi inşaya için tıklıyoruz, Hold Your Own bize süre veriyor. Mesela 3 dakika sonra hazır falan diye. Yani öyle hemen her şeye kavuşamıyoruz ki bu da zorluk derecesini birazcık da olsa arttırıyor.
Burada Yalnız Değiliz
En başında dedik ya Hold Your Own oyunu resmen size her türlü düşmanı veriyor. İlk gün bir şey görmüyoruz tabi. Sağ olsunlar adaptasyon süreci yaptırıyorlar. Adayı tanı, neler yapabileceğini gör falan diye. İkinci günden itibaren etrafta dolanan vahşi hayvanları görebilirsiniz. Hatta adaya resmen çöken askerleri bile görebilirsiniz.
Adı üstünde, hayatta kalma oyunu Hold Your Own. Bu nedenle karşınıza kurt da çıksa, ayı da çıksa, asker de çıksa bir şekilde hayatta kalmanız gerekiyor. Örneğin bir ayı gördünüz, savaşmalısınız. Daha sonrasında onun postunu alıp bir yerde kullanabilirsiniz. Ya da bir süre sonra sizeden daha iyi silahlara sahip olan askerleri göreceksiniz. Bir şekilde onları tek tek pusuya düşürüp öldürmeniz gerekiyor. Onların da üstünden çıkan askeri kasaları açarak daha iyi silahlara ve ekipmanlara sahip olabilirsiniz.
Peki Hold Your Own oyununda girdiğimiz mücadelede düşmanı öldüremez de biz ölürsek o zaman ne olacak? Respawn oluyorsunuz ama çantanız öldüğünüz yerde kalıyor. Yani gidip almalısınız. Bunu zaten The Forest ve Valheim oynayanlar çok iyi bilecektir. Bu oldukça zorlayıcı bir durum olarak karşımıza çıkıyor.
Artıları ve Eksileri
Hold Your Own oyunu erken erişimde olduğu için tabi ki içerisinde optimizasyon sorunları ve bazı buglar yer alıyor. Fakat oyunun geliştiricileri yapmış oldukları güncellemeler ile birlikte bu sorunları yavaş yavaş ortadan kaldırıyorlar. Bunları bir kenara bırakacak olursak oyun ne durumda? Gelin şimdi Hold Your Own oyununun artılarına ve eksilerine detaylıca bakalım.
Artıları
Stranded Deep ve Valheim oyunlarında olduğu gibi birden fazla ada görmek aslında çok güzel olmuş. Bu oyundaki heyecan düzeyini biraz arttıran bir etken. Terk edilmiş bir medeniyete ait araçları kullanarak hem ada içerisinde hem de adalar arasında dolaşmak insana kendisini biraz daha iyi hissettiriyor.
Loot ve craft sistemlerini de beğendik. Örneğin bir ağacı keserek odun lootlamaya çalışıyorsunuz. Ağacı kestikten sonra odunlar otomatik olarak envanterinize ekleniyor. Bu güzel olmuş tabi. Bir de ilk aşamada bir şeyleri loot ederken bolluk bereket görüp “Tamam ya bundan nasıl olsa çok çıkıyor” dediğimizden bir süre sonra “Ya bu sulardan hiç kalmadı mı etrafta?” diye kara kara düşünmeye başlıyoruz. Bu sayede geliştirici güzel bir gol atmış.
Craft edilen şeylerin zamanlı olması da güzel. Yani malzemeleri biriktirdim hadi hemen ev yapayım olmuyor. Bunun olması için zamana ihtiyaç var. Zaten onu beklerken başka şeylerle ilgilenmeye başlıyorsunuz. Açıkçası Hold Your Own sizi sürekli bir şeyler yapmaya yönlendiriyor.
Eksileri
Bu kısımda Hold Your Own oyununda gözümüze çarpan ilk şey zaten bir medeniyet varken bize barınak inşa ettirmesi oluyor. Halbuki terk edilmiş evler dolu etraf. Bunlardan birisini base olarak kullanabiliriz. Açıkçası mantık hatası olmuş. Bu etrafta bulunan evler de birbirinin aynısı resmen. Hani tamam hazır assets kullanılmış ama keşke biraz değişiklik yapılsaydı. Her ev mi aynı olur be kardeşim? Ama aynı valla.
Bir diğer eksi kısmı ise Hold Your Own sistem gereksinimleri ile oyun performansı bize aynı şeyi söylemiyor. Çünkü ilk aşamadan itibaren önerilen grafik ayarlarında oynarsanız çok kasıyor diyebiliriz. Daha akıcı bir oyun için biraz daha görüntü kalitesini kısmak isteyebilirsiniz.
Yine mantık hatası ile devam edeceğiz. Askerin birisini gördük, aslanlar gibi girdik çatışmaya öldürdük adamı. Dedik ya loot yapabiliyoruz. Hatta asker kasalarından kaliteli mermiler falan düşüyor. Fakat şöyle bir mantık hatası var. Askerin elindeki silahı alamıyoruz. Adamın elinde Ak-47 var ama öldürdükten sonra alamıyoruz. Çok saçma olmuş. Umarız bir güncelleme ile düzelir.
Son olarak görsel efektlere gelelim. Oyunun grafikleri fena değil. Fakat bazı efektlerin olmaması çok düz olmasını sağlıyor. Örneğin ağaç kesiyoruz, bir vurduk, iki vurduk, üç vurduk falan derken ağaç devriliyor ama keserken hiçbir şekilde gövdede hasar göstermiyor. Keşke The Forest oyununda olduğu gibi Hold Your Own oyununda da bu basit ama ince detaylar olsaydı. Neyse, bir güncelleme paketi ile bu da düzeltilir belki.
Hold Your Own Satın Alınır mı?
Hayatta kalma oyunlarını seviyorsanız direkt olarak alabilirsiniz. Fakat yine tekrar ediyoruz, erken erişimde olmasından kaynaklı buglar ve optimizasyon sorunları hala devam ediyor. Bunu bilerek almanızda fayda var. Bunlar dert değil derseniz oldukça keyifli bir oyun.
Grafikleri için iyi diyebiliriz. Bizi asıl sevindiren kısım oyunun detaylı olması. Loot yaparken ya da bir şeyleri craft ederken iki kere düşünmeniz gerekiyor. Farklı düşman gruplarının olması da gayet güzel. Ama bir özelliği var ki “Hah, işte budur!” diyebileceğimiz türden. Ne mi? Multiplayer desteğinin olması. Çünkü bu tarz oyunlarda çok keyifli oluyor.
2017 yılında çıkmış hala erken erişimde, adamlar oyunu çıkarmayacak herhalde diye düşünmeyin. Stranded Deep de aynı süreçten geçti ve geçtiğimiz günlerde erken erişimden çıktı. Yani şimdi alırsanız biraz daha geleceği yatırım yapmış olursunuz. Malum oyun fiyatları aldı başını gitti. O nedenle ilerleyen zamanlarda daha çok para ödememiş olursunuz.
Sonuç Olarak
Açıkçası biz Hold Your Own oyununu oynarken keyif aldık. Son derece güzel ve zevkli bir oyun. Ara ara loot yaparken sıkılmadık değil, ama yine de güzel bir iş çıkıyor ortaya. Oyunun tamamlanınca daha fazla keyif vereceği kesin.
Peki siz Hold Your Own oyunu hakkında neler düşünüyorsunuz? Yorumlar kısmında bizimle görüşlerinizi paylaşabilirsiniz. Ayrıca unutmadan tekrar hatırlatalım, 4 şanslı okurumuza Hold Your Own oyununu hediye ediyoruz. Detayları öğrenmek için Instagram sayfamızı takip edebilirsiniz.