Mr. Prepper – İnceleme

Hayatta kalma oyunları son zamanlarda oldukça ilgi görüyor. Kimi zaman bir adada mahsur kalıyoruz, kimi zaman zombilere karşı mücadele ediyoruz. Farklı bölgelerde farklı hayatta kalma koşulları bizi zorlarken bunlara karşı gelebilmek oldukça keyifli oluyor. Açık olalım bu tarz oyunlar arasında aslında bizim en çok sevdiğimiz oyunlardan birisi The Forest oyunu. Fakat bugün farklı tarzda bir oyunu inceleyeceğiz. Bu sefer mücadele ettiğimiz şey ne uzaydan gelen bir yaratık ne de sağda solda bağıran zombi. Mr. Prepper ile bu oyunda tek rakibimiz yobazlık. Tamam direkt olarak yobazlık diyemeyiz belki. Ama en azından yobaz bir yönetimle karşı karşıyayız.

George Orwell’ın 1984 isimli kitabını okuyanlar varsa oyun ile bağdaştırabilir. George Orwell bu kitabı yazdığında yıl henüz 1949’du. Yaratmış olduğu distopik dünyaya bakınca ne kadar ileri görüşlü bir yazar olduğunu görebiliyorsunuz. Sonuçta bu dönemde dünyanın içinde bulunduğu durum da çok farklı değil. Her neyse, oyunun geliştiricisi Rejected Games bu duruma daha fazla sessiz kalamamış. 1984 kitabındaki distopik evreni biraz daha güncelleyerek Mr. Prepper oyununa taşımışlar diyebiliriz. Bu arada Rejected Games oyunun sadece geliştiriciliğini değil aynı zamanda yayıncılığını da üsteliyor. Fakat PlayWay firması ile ortak olarak yayınlıyorlar.

Oyunun aslında çok güzel bir yapısı var. Sadece kitaptan değil başka oyunlardan da esinlendiklerini görebilirsiniz. Fakat sizi daha fazla meraklandırmadan inceleme kısmına geçelim. Bakalım Mr. Prepper oyununun hikayesi neler içeriyor? Oyunda ne gibi özellikler var? Oyuna dair tüm detayları inceleyeceğiz. Hazırsanız başlayalım.

Baskıcı Yönetim Bizi Kaçmaya Zorluyor

Mr. Prepper oyunundaki distopik dünyada bulunduğumuz ülke olan Murricaville’in başında bir diktatör var. Bu diktatör kendisine saygı duyulmasını istiyor. Ama aynı zamanda insanları çıldırtacak derecede kısıtlamalar da koyuyor. Kendisine “Başkan” dedirten bu diktatör oyunumuzun baş karakteri olan Mr. Prepper’ı da sonunda delirtiyor.

Oyunun başında bizi kısa bir sinematik görüntü karşılıyor. Burada daha öncesinde Murricaville’de bir salgın olduğundan hatta salgın sonrası hükumet değişikliğinden dolayı insanların artık tam olarak yaşamadıklarından bahsediyor. Bu duruma dayanamayan Mr. Prepper da atlıyor arabasına kaçmaya çalışıyor. Tam bu kısımlar bize Chris Cornell’in “Show Me How to Live” şarkısını ve videosunu hatırlattı. Her neyse, Mr. Prepper kaçmaya çalışırken ülkenin güvenlik görevlileri “Aslanım çek bakalım sağa.” diyor ve Mr. Prepper’ı ehliyet ruhsat sorgulamasına tabi tutarak durduruyorlar.

Devlet kaçış girişiminde başarısız olan Mr. Prepper’ın arabasını bağlıyor ve adamı alıp eve getiriyorlar. Onunla beraber gelen ajan “Arabanı bağladık, artık daha da kaçamazsın. Hatta artık yeni bir araba da alamazsın. Masaya çık tepin istersen.” diyor. Mr. Prepper da “Yok canım ben ne kaçacağım Allah aşkına, mis gibi ülke. Eşeklik ettim kusura bakmayın.” diyor. Bu cümleler ajanın hoşuna gidiyor. Fakat ekliyor: “Sizi her gün kontrol edeceğim.” Tabi adamlar uslu durup durmadığımızı merak ediyor. Normal yani. Bu konuşmalardan sonra ajan evden ayrılıyor.

Etrafa Dikkat Etmek Lazım

Az önce bizi evimize kadar bırakan ajan bizi her gün denetleyeceğini söylemişti. Fakat ilerleme kaydedersek bu durum giderek azalacak. Yani devletin bize güvenmesi gerekiyor aslında. Bunun için de etrafta bulunan sıkıntı yaratacak şeyleri ortalıktan kaldırmak gerekiyor. Peki nedir bunlar? Arka bahçemizde bulunan gaz ve yağ tankerleri, odamızda bulunan “The Ultimate Plan” yazan kaçış planı ya da duvarlarda asılı olan Başkan karşıtı posterler.

Sıkıntılı malzemeleri ortadan kaldırmak tabi ki her şeyi çözmüyor. Çünkü amacımız burada kalmak değil buradan kaçmak. Mr. Prepper bunu bir kez araba ile denedi ve başarısız oldu. Artık araba ile kaçamayacağını çok iyi biliyor. E tabi arabayla kaçamayacağı için de artık gözünü yükseklere dikiyor. Ama gerçekten yükseklere dikiyor. Çünkü kaçış için bir roket üretmek istiyor.

Roket üretmek güzel bir fikir olsa da oldukça zor bir şey. Bunun için önce malzemeye ihtiyacı var. Ve asıl sorun da tam olarak burada. Çünkü eve gelen yetkili abi sadece Başkan karşıtı şeylere bakmıyor. Evde bulunan her şeyi demirbaş listesine kaydetmiş. Ve hiçbir şey bu demirbaş listesinde olduğundan daha fazla ya da az olamaz. Yani malzemeleri saklayacak alanlara da ihtiyacımız var. Etrafta fazladan hiçbir malzeme gözükmemeli. Yoksa eve gelen ajan bunların hesabını sorar, raporu da tutar.

Kaz! Mr. Prepper Kaz!

Yazının başında sadece George Orwell’ın kitabından esinlenmediğinden bahsetmiştik. Başka oyunlardan da esintiler görebiliyoruz. Bu aşamada da karşımıza Fallout Shelter esintileri çıkıyor. Çünkü evimizin altında kazı yapmalıyız ki gerek roket için yeterli malzemeleri stoklayabilelim gerekse kendimiz için ekstra malzemeler üretelim. Her biri için özel alana ihtiyacımız var. Bunun için de Mr. Prepper olarak sürekli kazacağız.

Sadece kazmakla olmuyor tabi. Bazı malzemeleri bulabilmek için kimi zaman ormana gideceğiz kimi zaman mağaralara. Yani sürekli bir loot peşinde olacağız. Topladığımız malzemeleri de evdeki üretim tezgahımızda değerlendireceğiz. Burada silah üretimi, malzeme üretimi ya da malzemeleri stoklamak için sandık gibi malzemelerin üretimini yapabiliriz.

Bu arada sadece loot yapmak zorunda değilsiniz. Bazen paranız yeterse malzemeleri satın alabilir bazen de takas yapabilirsiniz. Takas yapacak kişileri oyun ilerledikçe açıyorsunuz. Çünkü sizin gibi kaçmak isteyen vatandaşlar var ve takas yapabilmek için size güvenmeleri gerekiyor. Bu kişileri bulduğunuz zaman sizden birkaç iyilik istiyorlar. Bu yardım taleplerini karşıladıktan sonra artık bu kişi ile takas yapabiliyorsunuz.

Oyun Zor mu?

Oyunda Mr. Prepper sürekli olarak bir döngünün içerisinde. Başka yerlere git, loot yap, üret, sakla, denetimi atlat, dinlen, yemek ye, hazırlık yap. Ama bunları yapmak o kadar da kolay değil. Oyunda bulunan birçok detay işinizi zorlaştırıyor. Örneğin gece vakti dışarıda olmanız çok zor. Çünkü yönettiğiniz karakter hem acıkıyor hem de uykusu geliyor. Bunları iyi dengelemeniz gerekiyor. Eğer bu dengeyi sağlayamazsanız karakteriniz bulunduğu yerde bayılıp kalıyor. Ve bunun kesin bir süresi yok. Kimi zaman 2 saat kimi zaman 6 saat baygın kalabiliyorsunuz. Eğer ki evinize gelecek olan ajan baygın olduğunuz saatlerde eve gelirse o zaman yandınız. Çünkü ajan kapıda kalacak, sizin bir şeyler karıştırdığınızı düşünecek ve raporunu ona göre hazırlayacak. Yani her şey çok iyi bir denge içerisinde olmalı. Hiç açık vermemelisiniz.

Mr. Prepper zor mu? Çok kolay olmadığı ortada. İki boyutlu bir oyun için gayet iyi bir zorluk derecesinde. Hatta bazen oyun oynarken “Artık beni bi salın ya!” diyebilirsiniz. Yani zaman zaman çıldırabilirsiniz. Ama ilginç bir şekilde oyun sizi içerisine çekiyor ve kendisini oynattırıyor.

Artıları ve Eksileri

Oyun görsellik konusunda bizlere iki boyutlu bir oynanış sunuyor. İki boyutlu olması grafiklerinin kötü olduğu anlamına gelmiyor. Kendine has çizimleri oyuna farklı bir hava katmış. Yani oyunu oynarken keşke üç boyutlu olsaydı demiyorsunuz. Hatta iki boyutlu olmasının bir avantajı daha var. Bu oyun için çok yüksek kaliteli ekran kartlarına ya da oyun canavarı bilgisayarlara ihtiyacınız yok. Çünkü sistem gereksinimleri oldukça düşük.

Oynanışı daha çok tıkla-git şeklinde. Mr. Prepper nereye gidecekse oraya tıklamanız gerekiyor. The Sims gibi yani. Baştan söyleyelim bir kere tıklamanız yeterli. Bizim gibi koşması gerektiği anlarda 3.000 kere tıklamanıza gerek yok. Özellikle iyi bir oyuncu mouse’u kullanıyorsanız yapmayın, tıklama ömründen yemesin.

Zor oyunları seviyorsanız oyundan zevk almanız mümkün. Sınırlı kaynak ve imkanlarla ilerleyebilmek çok keyifli oluyor. Özellikle işlerinizi ajanların geleceği günlere göre ayarlamak, malzemeleri ucu ucuna kullanmak, yeni kaynaklar üretmek aslında hiç de kolay değil. Oyunun içindeki takvime göre bakacak olursak öyle “30 günde roketi diker giderim” gibi bir düşünceye sahip olmanızın hiçbir önemi yok. Çünkü o kadar kısa sürede bitmeyecek.

Oyunun bir diğer artı özelliği ise Türkçe dil desteğine sahip olması. Hem arayüz hem de altyazılar Türkçe. Tabi daha anlaşılabilir olması oyun keyfini de arttırıyor. Mr. Prepper gibi Türkçe dil desteğine sahip olan oyunları görmek çok güzel oluyor.

Son olarak oyunun ücretini de artı olarak ekleyebiliriz. Tam bir bütçe dostu oyun. Şu anda Steam üzerinde 32 TL’den satılıyor. Bu fiyata böyle bir oyun almak güzel. Uzun süre başından kalkmadan oynayacağınızı düşünürsek 32 TL’nin tamamını hak ediyor diyebiliriz.

Gelelim eksi kısmına. Aslında bir tane eksik noktadan bahsedeceğiz. Bu da oyunu oynayan birçok kişiye göre bu durum oyunda bazı dönemlerde kendisini hissettiriyor. Ne mi bu eksi kısım? Tekrar kısmı. Oyun belli bir süreden sonra sürekli kendini tekrar ediyor ve iliklerinize kadar da bunu hissettiriyor. Yani bir malzeme almak için sürekli mağaraya git, dön, malzemeyi işlemek için kısıtlı elektriği kullanamayacağın için kendi üretim ünitene gerekli yakıtı ekle, karnını doyur, uyu, malzemeleri topla falan derken bir süre sonra kendinizi sonsuz bir tekrarın içerisinde bulabiliyorsunuz. Oyunun geliştiricileri bu kısmın etkisini üzerinizden atacak görevleri ya da durumları oyunun içine çok eklememiş.

Mr. Prepper – Sistem Gereksinimleri

Mr. Prepper Alınır mı?

Mr. Prepper aslında özellikle oyunun başlarında biraz bağımlılık yaratıyor. Tam bilgisayarın başından kalkmaya çalıştığınız sırada ekranda beliren yeni bir görev görüyorsunuz. İşte tam o anda “Bu kolaymış ya, dur iki dakikada yapayım da öyle çıkayım.” diyorsunuz. Sonra saate bir bakıyorsunuz ki aradan 2 saat geçmiş. Yani zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.

Fakat bazı kısımlarda “Artık yeter, Allah aşkına yeni şeyler çıkart” dediğiniz de oluyor. Bu gibi anlarda eğer ki sabırlıysanız sonraki aşamalardan daha çok keyif alıyorsunuz. Hem yolun burasına kadar ilerlemişken neden vazgeçeceksiniz ki? Buraya kadar neden geldin diye sorarlar.

Hayatta kalma oyunlarını seviyorsanız ve zorluklara karşı, zorbalıklara karşı, yobazlığa karşı ben direnirim diyorsanız o zaman oyunu kesinlikle almalısınız. Zaten çok pahalı bir oyun da değil. Bize göre Mr. Prepper her oyuncunun bir kez şans vermesi gereken farklı bir oyun.