MagniGame’de yerli oyun incelemeleri tüm hızıyla devam ediyor. Pawn of the Dead, Haunt Chaser, Mearth ve Exorcist gibi birçok yerli oyunu daha önce mercek altına aldık. Hatta bu oyunlardan bazılarının geliştiricileri ile de çeşitli röportajlar düzenledik. Bu sayede oyunların yapım aşamasında nelerden geçtiğini de öğrenmiş olduk. Bugün de sizlerle Paranecro isimli oyunu inceleyeceğiz. Kendisi bir çeşit korku oyunu. Aslında sadece korku oyunu diye sınırlandırmamak gerekiyor. GenemesicX firması oyunu düz bir korku oyunu gibi karşımıza çıkarmıyor. Hem macera, hem bulmaca tabanlı bir oyun. FPS bakış açısına sahip. Şimdi dilerseniz bu oyunu artısıyla eksisiyle mercek altına alalım. En sonunda da Paranecro oyununa para verilir mi onu öğrenelim.
İçindekiler
Her Şeyini Kaybetmiş Bir Adam – Otis
Oyunda Otis adındaki bir karakteri canlandırıyoruz. Oyunu açtığımız zaman karşımıza çıkan sinematik görüntü sayesinde kendisi hakkında birçok bilgiye sahip olabiliyoruz. Bu sinematik görüntülerde yağmurlu bir gece vakti yatağına uzanmış, şişeleri devirmiş olan karakterimiz televizyonun karşısında adeta sızmış. Telefonu sessizde olan Otis gelen aramanın sesini duymasa da titreşimler resmen “Kalk be adam!” diye ses veriyor. Tabi Otis daha fazla bu duruma sessiz kalamıyor ve her medeni insan gibi telefonu açıyor.
Telefonun diğer ucunda polis olan Otis’in şefi var. “Neredesin sen yiğidim? Arıyoruz arıyoruz açmıyorsun.” diyor. Tabi Otis mahçup bir sesle “Patron kusura bakma dün gece biraz fazla içmişim” diyerek cevap veriyor. Şef “Dobarlan, bıragma gendini” diyor ve hemen Otis’e yeni görev yerini söylüyor. Tabi Otis’in hiç gidesi yok görev yerine. “Abi başkalarını yollamadınız mı ben niye gidiyorum?” deyince şef daha önce oraya giden ekipten haber alamadığını, onları kontrol etmek için Otis’in gitmesi gerektiğini söylüyor.
Peki ne oldu da Otis bu kadar saldı kendini? Bunun cevabı biraz trajik. Çünkü Otis daha önce karısı ve karnındaki bir aylık bebeğini bir trafik kazası sonrası kaybediyor. Tabi o saatten sonra da her alanda kendisini salıyor. Ama görev görevdir. Mecbur bahsi geçen yere gidiyor.
Birisi Şu Jeneratörü Çalıştırsın!
Oyunun hemen başında aldığımız görev ile olay yerine gitmemiz gerekiyor. Fakat kendi evimizden dışarıya çıkamıyoruz. Neden mi? Çünkü kapı kilitli! Kapıyı açmak için anahtarları bulmamız gerekiyor. Ama dışarıda yağan yağmurdan dolayı da elektrikler kesilmiş. Anahtarı rahat bulmak için elektriğe ihtiyacımız var. Bunun için de jeneratörü çalıştırmamız gerekiyor. Bu şekilde yeni görevlerimizi de almış oluyoruz.
Evin içerisinde karanlıkta ilerlemek zor. Elimizdeki fenerin malum pili var ve bunu ekonomik kullanmak gerekiyor. Anahtarı ararken lazım olacak. Fakat burada bir mantık hatası var. Yatak odasındaki abajurlar çalışırken başka bir yeri aydınlatmaya çalıştığınızda çalışmıyor. Her neyse, eğer aklınızı kullanır da haritaya bakarsanız çok fazla çaba sarf etmenize gerek kalmıyor. Ama anahtarı haritaya bakmadan bulmaya çalışırsanız yaklaşık 15-20 dakikanızı alabiliyor.
Anahtarı bulup dışarı çıktığımızda jeneratörü çalıştırmamız gerekiyor. Onu da hallettikten sonra evde bi elimizi yüzümüzü yıkıyoruz ve arabaya atlayıp olay yerine doğru yola çıkıyoruz.
Herkes Nerede?
Yolda giderken Otis giderken kaybettiği eşi Erica’yı da görüyor. Tabi tamamen hayal ürünü. Özlemesinden dolayı diyebiliriz. Bir saat kadar yol yapan Otis ıssız ve karanlık yolda arabası ile bir başına giderken bir anda bir şeye çarpıyor ve duruyor. Etrafta kan var ama herhangi bir ceset ya da yaralı birisi yok. Ama burası anladığımız kadarıyla zaten varmak istediğimiz olay yerine yakın bir yer.
Aldığımız görev doğrultusunda bahsi geçen yere vardığımızda bizden önce giden ekibin aracını görüyoruz. Fakat etrafta kimseler yok. Buna rağmen etraftaki kan gölü dikkatimizi çekiyor. İzleri takip etmeye başlıyoruz. Çünkü işimiz bu.
Etrafı kontrol ederken bir çığlık sesi duyuyoruz ve sesin geldiği yöne doğru ilerlemeye başlıyoruz. Burası aslında bir tünele doğru uzanıyor. Yani Paranecro oyununda artık tünellere giriş yapıyoruz demek oluyor bu. Hatta bu da daha fazla korku ögesi demek.
Bundan sonraki kısımlarına çok fazla girmeyeceğiz. Oyunu bizzat oynayıp sizin görmeniz çok daha iyi olacaktır. Ama şimdi gelin Paranecro oyununun artılarına ve eksilerine bir göz atalım.
Artıları ve Eksileri
Normal şartlarda oyunların artılarını ve eksilerini ayrı ayrı yazıyoruz. Fakat Paranecro oyunu için birlikte yazacağız çünkü bağlantılı kısımlar var. İlk olarak oyunun Türkçe dil desteği olduğunu söyleyelim. Türkçe altyazı ve seslendirmeye sahip. Fakat bizim tavsiyemiz İngilizce dublaj, Türkçe altyazı ile oynamanız olacak. Çünkü Türkçe dublajı çok başarılı olmamış. Kulağa çok amatör geliyor. Ama yine de oyunun geliştiricisini tebrik ederiz. En azından oyuna böyle bir özelliği dahil etmiş. Yani dileyen Türkçe dublaj ile de oynayabilir.
Oyun Unreal Engine ile hazırlanmış. Genelde bu oyun motoru ile hazırlanan oyunların grafikleri oldukça iyi kaliteye sahip oluyor. Paranecro oyunu için harika grafikleri var diyemeyiz. Fakat çok kötü de değil. Yani oynarken sizi çok rahatsız edeceğini düşünmüyoruz. Zaten grafiklerden çok oyundan keyif almak önemli.
Hikaye kısmında ise biraz alıştığımız senaryoyu görüyoruz. En azından ilk aşama için. Eşi ve çocuğu bir şekilde ölen polis memurunun yaşadıklarını görmek çok da uzak olduğumuz bir fikir değil. Yani biraz Max Payne, biraz John Wick derken karşımıza çıkacakları az çok kestirebiliyoruz. Ama bunlar hikayenin alt tabanı için söyleyebileceğimiz şeyler. Yoksa ileri kısımları için aynı şeyleri söyleyemeyiz.
Eleştirmek istediğimiz bir kısım aslında ilerleyiş ile alakalı. İlk aşamada hatırlarsanız evde önce anahtar aradık, sonra jeneratörü çalıştırdık. Her şey iyi güzel ama bunları yaptıktan sonra evde tek yaptığımız şey yüzümüzü yıkamak oldu. Çok da mantıklı bir şey olmamış. Yani hikayeyi yaptıklarımız ile bağdaştıracak başka bir şey olabilirdi.
Paranecro Alınır mı?
Genel olarak baktığımız zaman oyun aslında boş vaktinizde oynayabileceğiniz bir oyun. Tabi ki yeni çıkmasından kaynaklı bazı güncellemeler alması gerekiyor. Bu güncellemeler ile birlikte kusurları biraz daha azalabilir. Fakat bunların haricinde baktığınız zaman hergün açıp da oynayacağınız bir oyun değil. Eğer öyle bir amaçla oyunu satın alıyorsanız tatmin olmayabilirsiniz.
Arada sırada açıp biraz keyifli vakit geçirmek isterseniz alınır. Zaten fiyatı çok düşük. Şu an için Steam üzerinde 12,00 TL’den satılıyor. Bugün 12,00 TL ile bırakın dışarı çıkmayı sokağın köşesini dönemezsiniz. Fakat bu ücreti ödeyerek hem keyifli vakit geçirebilir hem de geliştiriciye daha iyi projelere imza atması için destek olabilirsiniz.