Hiç bilmeyenler için PC parçalarını incelediğimiz serimize tüm hızıyla devam ediyor. Seride yer alan Güç Kaynağı Nedir? isimli içeriğimizi sizlerle paylaşmıştık. Şimdi sıra geldi güç kaynağı yani PSU alırken dikkat edilmesi gerekenler kısmına.
İçindekiler
Zaten önceki içeriğimizde sizlere maalesef ki güç kaynağının genelde arka plana atıldığından bahsettik. Fakat güç kaynağı oldukça önemli bir parça. Doğru seçim yapılmaması durumunda neredeyse tüm sisteminize veda etmenize bile neden olabiliyor. Böyle bir durum söz konusu olduğu için de PSU satın alırken mutlaka aşağıda size vereceğimiz detaylara dikkat etmeniz gerekiyor.
MagniGame olarak sizlere bu içeriği hazırlarken her ne kadar hassas detayları gözler önüne sersek de çok anlaşılmayan terimlerden de uzak durmaya çalıştık. Şimdi Güç Kaynağı Nedir? isimli içeriğimizi de okuduğunuzu var sayarak başlıyoruz PSU alırken dikkat edilmesi gerekenler kısmına.
Alıyoruz Ama Kaç Watt Olmalı?
PSU bilgisayarınıza prizden çektiği elektriği ileten bir parça. Bunu yaparken önce parçaların ne kadarlık bir enerjiye ihtiyacı olduğunu hesaplıyor, ardından da gerekli olan enerjiyi parçalara iletiyor. Tabi işin içerisinde bir enerji akımı söz konusu olduğu için çok dikkat etmeliyiz. Aldığımız ya da alacağımız güç kaynağının kaç Watt kapasitesinde olduğu çok önemli. Çünkü sistemimizin ihtiyaçlarını karşılayacak mı, karşılamayacak mı çok önemli.
Bilgisayar parçalarının her biri birbiri ile bağlantılı olsa da ihtiyaç duydukları enerji miktarı aynı değildir. Hatta iki adet işlemciyi ele alalım ve her ikisi de Intel marka işlemci olsun. Bu iki işlemcinin markaları aynı olmasına rağmen ihtiyaç duydukları enerji miktarları farklı olabilir. Birisi 1 birim enerjiye ihtiyaç duyarken bir diğeri ise 1.25 birim enerji ile çalışıyor olabilir. Dolayısıyla kesin bir şekilde sizlere “Bilgisayarınızda kullanacağınız güç kaynağı kesinlikle 500W gücünde olmalıdır!” diyemeyiz.
Peki sisteminizin ihtiyaç duyduğu toplam enerji miktarını nasıl hesaplayacaksınız? Aslında çok basit. Burayı tıklayarak açılan web sitesine sisteminizde bulunan parçaları eklemeniz yeterli. Her şeyi eksiksiz olarak eklemeyi unutmayın. Çünkü bugün kullanmış olduğunuz işlemci, ram bellek, ekran kartı gibi parçaların yanı sıra fanlar bile güç kaynağından besleniyor. Dolayısıyla sağlıklı bir sonuç almak için tüm bilgileri doğru girmelisiniz.
Bu işlemleri tamamladıktan sonra sistem size ne kadarlık bir güç kaynağı kullanmanızın yeterli olacağını söylüyor. Fakat bu değerler tahmini değerdir. Yani Artı/eski biraz oynayabilir, ona göre seçim yapmanız daha mantıklı olur.
Ya Fazla Voltaj Gelirse?
Bilgisayarınızda yer alan tüm parçalar belirli düzeyde enerji ihtiyacı duyar. Yani ne az, ne çok. Bu noktada oluşabilecek bir güç dalgalanması parçalarınızın zarar görmesine neden olabilir? Fakat nedir bu güç dalgalanması? Hemen buna da bir açıklık getirelim.
Güç dalgalanması PSU tarafından gönderilen enerjinin bir süreliğine yüksek voltajda devam etmesidir. Yani parçalarınız kısa bir süreliğine yüksek voltaja maruz kalacaktır. Bunun olmasını engellemek isteyen birçok PSU üreticisi de güç kaynaklarına voltaj koruması özelliğini ekliyor. Dolayısıyla güç kaynağı kendi kendine bu durumun olmasını engelliyor.
Ortada böyle bir imkan varken voltaj koruması olmayan bir güç kaynağını seçmek sadece macera aramak olur. O nedenle PSU alırken dikkat edilmesi gerekenler listenizde voltaj koruyucu özelliği de mutlaka ekli olsun.
Giriş Çıkışlar Çok Önemli
Her PSU aynı yapıya sahip değil. Özellikle de kablolar konusunda. Sırf ucuz diye bir PSU alırsanız ve elinize gelen PSU sizin için yeterli olmazsa doğal olarak üzülebilirsiniz. Bunun olmaması için giriş çıkışların nasıl olduğunu bilmek çok önemli.
Bu giriş çıkış kısımlarına kısaca “pin” deniyor. Belki duymuşsunuzdur, “20 pinli, 24 pinli” vs. diye. İşte tam olarak bunlardan bahsediyoruz aslında. Günümüzdeki anakartların birçoğu 24 pinli olarak geçiyor. Geçmişte daha çok 20 pinli anakartlar ön plandaydı. Hatta bu geçiş evresinde birçok kişi aldığı güç kaynağını sırf bu nedenle değiştirmek zorunda kaldı.
Neyse konumuza geri dönelim ve hemen bir örnekle devam edelim. Örneğin 750W değerinde çok güzel bir güç kaynağı beğendiniz ve hemen almak istediniz. Siparişinizi verdikten sonra heyecanla beklerken kapı çaldı ve kargo firması güç kaynağınızı kapınıza kadar getirdi. (Keşke gerçek hayatta da bu kadar hızlı olsa). Kutuyu açtınız, güç kaynağını bağlamaya karar verdiniz. Fakat o da ne? kablo uçlarının anakarta giriş kısmı ile alakası yok. Geçmiş olsun, iade işlemleri ile uğraşmak zorundasınız.
Peki sadece 20 pin, 24 pin kısmı için mi geçerli bu dediklerimiz? Tabi ki hayır. Çünkü teknoloji ilerliyor ve her şey her gün daha da değişiyor. Eski tip güç kaynaklarında fanlara giden bazı kablolar bulunmaktaydı. Yani PC içerisinde yer alan fanlar güçlerini direkt olarak güç kaynağı üzerinden alıyordu. Fakat yeni nesil fanların ortaya çıkması ile beraber bu ihtiyaç ortadan kalktı. Artık yeni nesil fanlar güçlerini direkt olarak anakart üzerinden ya da anakarta bağlı çoklayıcı üzerinden alıyorlar (nadiren molex uçtan güç alan fan çoğaltıcıları da görüyoruz). E tabi eski nesil fan kabloları da artık boşa yer kaplıyor.
Modüler Kablo Sistemi Çok Kullanışlı
Güç kaynaklarının kesinlikle sahip olması gereken özelliklerden birisi de modüler kablo yapısının olması. Fakat maalesef ki günümüzde bunu çok sık göremiyoruz. Hatta gördüklerimizde de fiyatlar alıyor başını gidiyor. Peki nedir bu modüler kablo sistemi?
Normalde güç kaynağınızdan çıkan kablo uçları güç kaynağı kısmına sabitti. Lazım olan tüm kabloları uygun yerlere taktığınız zaman bazı kabloların boşta kaldığını görürsünüz. Aniden eve gelen misafire yakalanmamak için halının altına atılmış dağınıklık gibi güç kablosunun kullanılmayan uçları da kasa içerisinde olur olmadık yerlere tepiştiriliyor. “E ne var bunda?” demeyin sakın.
Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki o sağa sola tepiştirilen kablolar kasa içerisinde hem kötü bir görünüme neden oluyor hem de kasa içerisindeki hava akışını olumsuz yönde etkiliyor. Dolayısıyla bu fazla kablolardan kurtulmamız gerekiyor. İşte burada da imdadımıza modüler kablolar yetişiyor. Modüler kablolar sayesinde işimize yaramayan kabloları güç kaynağından söküp ayırabiliyoruz. Bu da hem dağınıklığı ortadan kaldırıyor hem de hava akışının daha iyi olmasını sağlıyor. Yani imkanınız var ise PSU alırken dikkat edilmesi gerekenler listenize mutlaka modüler kabloyu da ekleyin. Fakat dikkat ettiyseniz imkanınız varsa dedik, çünkü son zamanlarda artan fiyatlar maalesef ki modüler kablo yapısına sahip olan güç kaynaklarını olumsuz yönde etkiledi.
Rengi Değil Verimliliği Önemli
Normal şartlarda PC toplarken kasa içerisinde bulunan parçaların tasarımları tabi ki bizler için çok önemlidir. Aynı renk ya da ahenk oluşturan renklere sahip olan parçaların uyumluluğu gözlerimizi kamaştırır. Ama bilgisayarların görünmeyen görülmeyen kahramanları olan güç kaynakları genelde özel bir panelin altında ya da uç köşelerde oluyor. Böyle olunca tasarım kısmı biraz daha ikinci planda kalıyor. Ama tabi firmalar buna hiç önem vermiyor da değil. Çok güzel tasarımlara sahip olan güç kaynakları da mevcut.
Fakat tasarımdan daha da önemli olan bir durum söz konusu. O da verimlilik sertifikası. Güç kaynaklarının üzerinde “80+” ibareli logolar görebilirsiniz. Bunlar kendi içerisinde 80 Plus Bronze, Silver, Gold, Platinium ve Titanium gibi alanlara ayrılıyor. İsteyen firma istediği verimlilik değerini alıp ürün üstüne basamıyor. Çünkü bunun belirli kriterleri var. 80 Plus ibaresi de buradan geliyor. Yani güç kaynağınızın belirtilen değerler üzerinden %20 değer kaybetme şansı var.
İsimlerden de anlayacağınız üzere 80 Plus sertifikasına dahil 6 farklı alan var ve en düşük olanı Bronze, en yüksek olanı ise şimdilik Titanium. PSU alırken dikkat edilmesi gerekenler arasında 80 Plus değerlerine mutlaka önem verin. Hatta piyasada yüksek değerlere sahip fakat 80 Plus kategorisinde olmayan birçok güç kaynağı bulunuyor. Bunlardan da uzak durun ki daha sonrasında üzülmeyin.
Bilinmeyen Markalardan Uzak Durun
Piyasaya baktığınız zaman bugün birçok markanın güç kaynağı ürettiğini görebilirsiniz. Bunların arasında adı sanı duyulmayanlar genelde az önce bahsettiğimiz 80 Plus sertifikasına sahip olmayan güç kaynakları. Fakat hepsi değil, çünkü bazılarının sertifikası da var. Ama bu rahatlıkla güvenebileceğiniz anlamına gelmiyor.
Bilinmeyen markalardan ürün aldığınız zaman aslında büyük bir risk almış oluyorsunuz. Çünkü ürünün herhangi bir arızaya sahip olması durumunda servis kısmında destek göremiyorsunuz. Bilgisayarınızın tamamının performansını hatta kaderini etkileyebilecek böylesine önemli bir parçanın da son derece güvenilir olması gerekiyor.
Bugün piyasayı incelediğinizde karşınıza çıkan birçok bilinmeyen markanın yanı sıra Corsair, Asus, MSI, Cooler Master gibi farklı ve bilinen markanın ürünlerini de göreceksiniz. Seçim yapacağınız zaman mutlaka böyle referans olarak alabileceğiniz markalara yönelin. Hatta “X” markasının 1000W değerindeki güç kaynağını satın almaktansa Corsair markasının 500W’lık güç kaynağını almak daha mantıklı olacaktır. Tabi 500W’lık değer ihtiyaçlarınızı karşılayabiliyorsa. Yoksa kalkıp size ihtiyacınızı karşılamasa da alın mutlaka demiyoruz.
PSU alırken dikkat edilmesi gerekenler listemiz bu kadardı. Bundan sonraki aşamamız ise her ay güncellenecek olan En İyi Güç Kaynağı (PSU) Tavsiyeleri listemiz olacak. Bizleri takip edin ve bu içeriklerimizden güncel bir şekilde haberdar olun.